ITP Tedavisi ve Hastalıkla Yaşamak

ITP'li hastalarda temel noktalardan bir tanesi yaşam şeklini hastalığa uygun olarak düzenlemektir. Platelet sayısı düşük olduğu için bu hastalar kanamaya eğilimlidir. Hastaların kolaylıkla beyin kanaması geçirme riski sebebiyle kafa travmaları en çok korkulan olaydan bir tanesidir.

Bu nedenle travmaya açık olan aktivite ve sporlardan kaçınmak gerekir. Futbol, boks, dövüş sporları , kayak , ata binme gibi sporlar yerine yürüyüş, bisiklet gibi daha güvenli aktiviteler seçilmelidir.

Bazı ilaçların kullanımı ITP'li hastalarda kanamayı tetikleyebilir. Bu nedenle hastaların mümkün olduğunca az ve hekim kontrolünde ilaç kullanması gerekmektedir. Hekim, trombosit fonksiyonunu engelleyebilecek herhangi bir ilaç ya da takviyinin kullanılmaması gerektiğini belirtecektir. Aspirin, ibuprofen gibi ilaçlar ya da ginkgo biloba gibi vitaminler kanamayı artırabilir. Herhangi bir ilaç ya da takviye kullanılmadan önce hekime danışmak gereklidir.
İdiopatik trombositopenik purpura (ITP) tedavisi için aşağıda bir ya da birkaç ilaç kombinasyonu kullanılabilir.
  • Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar: Tedaviye genel olarak bir oral kortikosteroid ile başlanmaktadır. kortikosteroid, bağışıklık sisteminin aktivitesini azaltarak trombosit sayısının artmasına yardımcı olmaktadır. Trombosit sayısı beklenen seviyeye döndüğünde, ilaç doz düşürülerek yavaş yavaş kesilmektedir. Genel olarak, bu şekilde tedavi yaklaşık iki ile altı hafta sürmektedir. Bu tedavideki temel sorun, birçok yetişkin hastanın kortikosteroid tedavisi kesildikten sonra hastalık nüksü yaşamasıdır. Yeni bir kortikosteroid tedavisi verilebilir, ancak ciddi yan etki riski nedeniyle (katarakt, kan şekeri yüksekliği, enfeksiyon riski, osteoporoz) bu ilaçların uzun süreli kullanımı önerilmemektedir.
  • Kan sayısını arttıran enjeksiyonlar: Kortikosteroid tedavisi başarılı olmazsa ya da hastalık nüks etmiş ise, immune globulin (IVIG) enjeksiyonu önerilebilir. Ayrıca hastada önemli bir kanama varsa ya da ameliyat öncesi hızla kan seviyesi yükseltilmesi gerekiyor ise IVIG enjeksiyonu kullanılabilmektedir. Ancak bu tedavinin etkisi birkaç hafta devam eder. Başğarısı, kusma ve düşük kan basıncı olası bazı yan etkileridir.
  • Trombosit üretimini artıran ilaçlar: aralarında romiplostim ve eltrombopag gibi ilaçların bulunduğu trombopoetin reseptör agonistleri kemik iliğinin daha fazla trombosit üretmesine yardımcı olur. Yeterli doz steroid tedavisi ve immünsüpresif tedavilere dirençli veya splenektomi (dalağın kesilip çıkarılması) sonrası tekrarlayıp aynı tedavilere direnç gösteren kanama riski mevcut kronik idiyopatik trombositopenik purpura hastalarının trombosit (kan pulcuğu) sayısının artırılmasında bu ilaçlar kullanılmaktadır. Olası yan etkiler baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı veya kusma ve artmış kan pıhtılaşması riskini içerir.
  • Bağışıklık baskılayan diğer ilaçlar: Rituximab gibi bazı immün sistem baskılayan kanser ilaçları da , trombositlere zarar veren bağışıklık sistemi yanıtını azaltmaya yardımcı olur ve böylece trombosit sayısını arttırırlar. Olası yan etkiler arasında düşük tansiyon, ateş, boğaz ağrısı ve döküntü bulunur.

Tedavilere rağmen hastalık durumunda iyileşme yok ise, bağışıklık sistemini baskılayan veya trombosit üretimini artıran başka tedaviler önerilmektedir.

Dalağın alınması (Splenektomi): İlaç tedavilerine rağmen hastalık şiddetinde bir değişiklik yok ise ya da hastalık devam ediyor ise dalağın cerrahi operasyon ile alınması (splenektomi) bir tedavi seçeneği olarak önerebilir. Splenektomi ile vücutta trombosit yıkımının ana kaynağı hızla ortadan kaldırır. Tüm hastalar için aynı oranda işe yaramamakla beraber trombosit sayısını arttırıcı bir tedavidir. Bazen cerrahi operasyon sonrası ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilir ve bir dalağa olmaması nedeniyle enfeksiyona karşı duyarlılık artar.

Çocuklar çoğu kez tedavi olmaksızın iyileştiği için splenektomi, ITP'li çocuklarda çok nadir olarak kullanılan bir tedavi seçeneğidir.

Diğer İlaçlar:

Azathioprin (AZA) de diğer bağışıklık sistemi baskılayan ilaçlar gibi ITP tedavisinde kullanılmaktadır. Ateş, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma ve kas ağrısı gibi yan etkileri mevcuttur

ITP'li hastalar özellikle gebelik durumunda son derece dikkatli olmalı ve sürekli hekim kontrolü altında olmalıdır. Bir çok gebenin doğumdan sonra platelet sayıları normale dönmektedir.

Özellikle ITP tedavisi için kullanılan ilaçların bebeğe olan etkileri açısından son derece dikkatli olunmalı ve gebe kalınmadan önce konu hekim ile tartışılmalıdır.


Hastalar en küçük yakınmada hekimlerine danışmalıdır.

ITP'li hastalarda temel noktalardan bir tanesi yaşam şeklini hastalığa uygun olarak düzenlemektir. Platelet sayısı düşük olduğu için bu hastalar kanamaya eğilimlidir. Hastaların kolaylıkla beyin kanaması geçirme riski sebebiyle kafa travmaları en çok korkulan olaydan bir tanesidir.

Bu nedenle travmaya açık olan aktivite ve sporlardan kaçınmak gerekir. Futbol, boks, dövüş sporları , kayak , ata binme gibi sporlar yerine yürüyüş, bisiklet gibi daha güvenli aktiviteler seçilmelidir.